alışveriş yapma

listen to the pronunciation of alışveriş yapma
Türkisch - Englisch
marketing

Direct marketing is a means of allowing people to shop from home. - Doğrudan pazarlama insanların evden alışveriş yapmasını sağlayan bir yoldur.

shopping

She didn't go shopping yesterday, did she? - Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?

She may have gone out to do some shopping. - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

alışveriş yap
{f} shop

She didn't go shopping yesterday, did she? - Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?

I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother. - Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.

alışveriş yapmak
buy into
alışveriş yapmak
deal with
alışveriş yap
{f} shopping

She didn't go shopping yesterday, did she? - Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?

I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother. - Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.

alışveriş yapmak
shop

Tom hates shopping with Mary. - Tom Mary ile birlikte alışveriş yapmaktan nefret ediyor.

I'd like to do shopping on Fifth Avenue in New York. - New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.

Alışveriş yapmak
do shopping
alışveriş yapmak
to do the shopping
alışveriş yapmak
truck
alışveriş yapmak
market
alışveriş yapmak
a) to go shopping b) to trade c) to have dealings (with sb)