advantageous or very favourable

listen to the pronunciation of advantageous or very favourable
Englisch - Türkisch

Definition von advantageous or very favourable im Englisch Türkisch wörterbuch

golden
altın

Söz gümüşse, sükut altındır. - Speech is silver, silence is golden.

Söz gümüşse sükût altındır. - Speech is silver, but silence is golden.

golden
altından

O bana altından yapılmış lüks bir saat erdi. - He gave me a golden luxury watch.

Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti. - Caesar erected a golden statue of Cleopatra.

golden
itidal
golden
çok değerli
golden
altın rengi

Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı. - The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.

golden
altın gibi
golden
(Tekstil) altuni
golden
insanların barış ve mutluluk içinde yaşadıkları eski bir devir
golden
altın golden eagle kaya kartalı
golden
Golden Age Yunan ve Roma ef- sanelerinde geçen
golden
(sıfat) altın, altın gibi, altın sarısı, üstün, türünün en iyisi
golden
altın kartal
golden
{s} altın sarısı

Tom'un uzun altın sarısı saçı var. - Mary has long golden hair.

golden
{s} altın, altından yapılmış
golden
{s} altın renginde
golden
{s} üstün
golden
gönençli
Englisch - Englisch
golden

This is a golden opportunity.

advantageous or very favourable
Favoriten