Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum.
- I know that I'm adopted.
O bir bebekken evlat edinilmiştir.
- She was adopted as an infant.
Anne evlatlık oğluna karşı zalimdi.
- The mother was cruel to her adopted son.
Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu?
- Does Tom know he was adopted?
Tom Mary'nin fikrini benimsedi.
- Tom adopted Mary's idea.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Onlar teklifi benimsediler.
- They adopted the proposal.
Bir kediyi evlat edinirken bir köpeği evlat edinmek için bir sebep yok.
- There is no reason to adopt a dog when we could adopt a cat.
Tom ve Mary bir çocuğu evlat edinmek istiyorlar.
- Tom and Mary want to adopt a child.
Düşük kalorili bir diyet benimsemek yaşam sürenizi artıracaktır.
- Adopting a low calorie diet will increase your lifespan.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Karım evlat edinmek istiyor.
- My wife wants to adopt a child.
Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- My wife wanted to adopt a child.
Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
- They adopted the orphan.
Evlat edinilen kız Panamalıdır.
- The adopted girl is from Panama.
Onun önerisini benimsemeliyiz.
- We should adopt his proposal.
Yavru köpeğin tek iyi gözü benimseme için yalvarıyor.
- The puppy's single good eye begs me for adoption.
Tom ve Mary bir çocuğu evlat edinmek istiyorlar.
- Tom and Mary want to adopt a child.
Karım evlat edinmek istiyor.
- My wife wants to adopt a child.
A friend of mine recently adopted a Chinese baby girl found on the streets of Beijing.
... And we're seeing it adopted by properties like Google+, like ...
... OK, well there's a few things that I really adopted ...