Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.
- Nothing is as difficult as becoming a person.
Tom kötü bir şahıs değil.
- Tom isn't a bad person.
Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
- You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
Bilal bilgili bir kişidir.
- Bilal is a person of knowledge.
Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
- Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Bir bireyin sevgisini kabul et.
- Accept a person's love.
Arabada bir kişilik yer vardı.
- There was room for one person in the car.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.
- A young person is waiting for you outside.
Donald Trump ünlü bir iş adamıdır.
- Donald Trump is a famous business person.
Duygulu bir kimseyim, bilirsin.
- I am a sensitive person, you know.
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
- He is such a bad person that everybody dislikes him.
O iyi bir insan değil.
- He is not a good person.
Sen kötü bir insansın.
- You are a mean person.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Bizzat git ve onunla görüş.
- Go and see him in person.
Where is the person?.