Sabun gözlerimi acıttı.
- The soap hurt my eyes.
O, sabun kabarcıklarını üfledi.
- He blew soap bubbles.
Onlar ellerini sabunla yıkar.
- They wash their hands with soap.
Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım.
- Don't curse or I'll wash your mouth out with soap.
Pembe dizi bağımlısıyım.
- I'm addicted to soap operas.
Hayatım bir pembe dizidir.
- My life is a soap opera.
What will she do without being able to watch her stories?.