Englisch - Türkisch
Definition von a person who makes deceitful pretenses im Englisch Türkisch wörterbuch
- fake
- sahte
Tom'a sahte bir adres verdim.
-I gave Tom a fake address.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi sahte kimlik.
-This is the best fake ID I've ever seen.
- fake
- {i} uydurma
Ona uydurma bir adres verdim.
-I gave him a fake address.
Amazon kitapları hakkında birçok tüketici yorumları uydurmadır.
-Many consumer reviews of books on Amazon are fake.
- fake
- üçkağıtçı
- fake
- (Denizbilim) roda
- fake
- taklidini yapmak
- fake
- taklidini/sahtesini yapmak
- fake
- gastan
- fake
- takınmak
- fake
- numara yapmak
- fake
- sahtekâr
- fake
- {i} numaracı
- fake
- yalancı
- fake
- {f} aldatmak
- fake
- {f} olduğundan iyi gibi göstermek
- fake
- faker sahtekâr
- fake
- {i} sahte şey
- fake
- dolandırıcı
- fake
- {f} uydurmak
Relevante Übersetzungen
a person who makes deceitful pretenses
Silbentrennung
a per·son who makes de·ceit·ful pretensesTürkische aussprache
ı pırsın hu meyks dısitfıl pritensîzAussprache
/ə ˈpərsən ˈho͞o ˈmāks dəˈsētfəl prēˈtensəz/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ˈmeɪks dəˈsiːtfəl priːˈtɛnsɪz/
Resimler
Favoriten