Tom kötü bir şahıs değil.
 - Tom isn't a bad person.
Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.
 - Nothing is as difficult as becoming a person.
Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
 - You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
 - Weight increase is the easiest method for personal development.
Tom her zaman gülümseyen bir tiptir.
 - Tom is the type of person who always smiles.
Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
 - Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
 - Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
 - AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.
 - I don't like women without personalities.
Arabada bir kişilik yer vardı.
 - There was room for one person in the car.
Yaşlı adam odasında öldü.
 - The old person died in their room.
Donald Trump ünlü bir iş adamıdır.
 - Donald Trump is a famous business person.
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
 - He is such a bad person that everybody dislikes him.
Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.
 - I asked many persons about the store, but no one had heard of it.
Sen kötü bir insansın.
 - You are a mean person.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
 - A person's heart is approximately the same size as their fist.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
 - I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Bizzat git ve onunla görüş.
 - Go and see him in person.