Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
 - Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir.
 - Her acting is on the level of a professional.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
 - While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Tom kolesterol seviyesinin biraz yüksek olabileceğinden endişeliydi.
 - Tom was worried that his cholesterol level might be a little high.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
 - Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Su, deniz seviyesinde 100 santigrat derecede kaynar.
 - Water boils at 100 degrees Celsius at sea level.
Tom geçen yılın ders planlarını benimsedi böylece onları bu yılın daha düşük seviyeli öğrencileri için kullanabildi.
 - Tom adapted last year's lesson plans so he could use them with this year's lower level students.