Halamın üç çocuğu var.
- My aunt has three children.
Babam bana halasının adını verdi.
- My father named me after his aunt.
Noel için nineme bir gömlek vereceğim.
- I'll give grandma a shirt for Christmas.
Tom'un büyük büyük büyük babaannesi İskoçya'da yaşadı.
- Tom's great-great-great grandmother lived in Scotland.
Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother can fly.
Teyzeciğim kötü hissediyor.
- My aunty is feeling sick.
Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı.
- Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.
Haftada iki kez anneannemi ziyaret ederim.
- I visit my grandmother twice a week.
Anneannemin ölümü büyük bir şok oldu.
- My grandmother's death was a big shock.
O, genç olduğu için, hasta büyük annesine özveriyle hizmet etti.
- Young as she was, she devotedly attended on her sick grandmother.
Büyük annem 82 yaşında hâlâ enerjik.
- My grandmother is still vigorous at 82 years old.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu.
- Sami lived with his aunt.
Büyük anne hamur ona yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.
- Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it.
Büyük annem başına buyruk birisidir.
- My grandma is a very independent person.
Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı.
- The red umbrella reminded her of her grandma.
Büyükannem senden daha hızlı mesaj yazıyor.
- My grandma texts faster than you.
Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
- After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
Babaannem bir iğne ve iplik almak için eğildi.
- My grandma bent over to pick up a needle and thread.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
- My grandmother goes for a walk in the evening.
Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
- My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.
- That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.
Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.
- Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny.
My grandma texts faster than you.
- My grandmother texts faster than you.
... will collapse. And then what you've got is folks like my grandmother at the mercy of ...
... own son, her own granddaughter, her own great-great-great grandfather, her own great-great-great grandmother. ...