O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Halamın üç çocuğu var.
- My aunt has three children.
Noel için nineme bir gömlek vereceğim.
- I'll give grandma a shirt for Christmas.
Benim babaannem çay törenlerini seviyor.
- My paternal grandmother enjoys tea ceremonies.
Tom'un büyük büyük büyük babaannesi İskoçya'da yaşadı.
- Tom's great-great-great grandmother lived in Scotland.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Teyzem bana yeni bir etek yaptı
- My aunt made a new skirt for me.
Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
- When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
Anneannem yavaşça konuşuyor.
- My grandmother speaks slowly.
Büyük annem 82 yaşında hâlâ enerjik.
- My grandmother is still vigorous at 82 years old.
Büyük annem sağlıklı ve yalnız yaşıyor.
- My grandmother is in sound health and lives alone.
Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
- My mother's brother's wife is my aunt.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
Büyük annem başına buyruk birisidir.
- My grandma is a very independent person.
Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz.
- We're worried about Grandma and Grandpa.
Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk.
- We found a recipe for grandma's cookies .
Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
- Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
Babaannem 75 yaşında.
- My grandma is 75 years old.
Babaannem bir iğne ve iplik almak için eğildi.
- My grandma bent over to pick up a needle and thread.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
- My grandmother goes for a walk in the evening.
Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
- My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.
- Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny.
Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.
- That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.
My grandma texts faster than you.
- My grandmother texts faster than you.
... are folks who've worked hard, like my grandmother. And there are millions of people out there ...
... You know, my grandmother, some of you know, helped to raise me. My grandparents did. My ...