Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the sofa.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
İşte senin için bir parça tavsiye, Tom.
- Here's a little nugget of advice for you, Tom.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
The door was opened a little.
A little water has spilled.