Our feelings towards him are mixed.
- Ona karşı duygularımız karışık.
The film received mixed reviews.
- Film karışık eleştiriler aldı.
It's complicated, you know.
- Bu karışık, biliyorsun.
The writing style is much less complicated in this article.
- Yazı şekli bu makalede çok daha az karışık.
Things are always more complex than we think.
- Olaylar hep düşündüğümüzden daha karışık.
Tom is completely confused.
- Tom tamamen kafası karışık.
They are confused, aren't they?
- Onların kafası karışık, değil mi?