Mr Kondo is the most hardworking in his company.
 - Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
 - Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
 - Armonk, New York'ta bulunan IBM Şirketi dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
 - Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
He was groomed from a young age to take over the family business.
 - Küçük yaştan itibaren aile şirketini devralmak için yetiştirildi.
Our trading companies do business all over the world.
 - Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
The small company was taken over by a large organization.
 - Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
 - Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
 - Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Is your house far from your company?
 - Senin evin, şirketinden uzak mı?
We hired a company to get rid of the insects under our house.
 - Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık.
Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities.
 - Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.
She works for a large American corporation.
 - Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
 - Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
I bought out my partner and now the company is mine.
 - Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.