Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
 - Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
Mr Kondo is the most hardworking in his company.
 - Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
She is closely associated with the firm.
 - Şirket ile yakından ilişkilidir.
After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.
 - Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.
He took charge of the family business after his father died.
 - Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.
Our trading companies do business all over the world.
 - Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
The small company was taken over by a large organization.
 - Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
 - Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
 - Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
Is your house far from your company?
 - Senin evin, şirketinden uzak mı?
We hired a company to get rid of the insects under our house.
 - Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık.
The multinational corporation lowered the price of several products.
 - Çok uluslu ticaret şirketleri çok sayıda ürünün fiyatını düşürdü.
She works for a large American corporation.
 - Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
 - Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
I bought out my partner and now the company is mine.
 - Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.