He began to work for that company last year.
 - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
 - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
She is closely associated with the firm.
 - Şirket ile yakından ilişkilidir.
International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
 - Armonk, New York'ta bulunan IBM Şirketi dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
He was groomed from a young age to take over the family business.
 - Küçük yaştan itibaren aile şirketini devralmak için yetiştirildi.
Small businesses are often absorbed by a major company.
 - Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler.
The small company was taken over by a large organization.
 - Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
The government is controlled by corporate interests.
 - Hükümet, şirket çıkarları tarafından kontrol edilir.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
 - Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
Is your house far from your company?
 - Senin evin, şirketinden uzak mı?
This drink is on the house.
 - Bu içki şirkettendir.
The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
 - Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
She works for a large American corporation.
 - Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
 - Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
I bought out my partner and now the company is mine.
 - Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.