Definition von şehir im Türkisch Englisch wörterbuch
- town
This is the town I told you about.
- Bu sana bahsettiğim şehir.
The station is situated in between the two towns.
- İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.
- city
Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.
- Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır.
People of Almaty, let us create a child-friendly city!
- Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- city, town kent
- urban
The Loch Ness monster is an urban myth.
- Loch Ness canavarı bir şehir efsanesidir.
This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
- Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- province
Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years.
- Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.
- (Bilgisayar) home city
- (Bilgisayar) city/state
- (Bilgisayar) city/town
- city economy
- york
New York is the biggest city in the world.
- New York dünyada en büyük şehirdir.
New York is one of the largest cities in the world.
- New York dünyadaki en büyük şehirlerden biridir.
- burg
It's the best burger in town.
- Bu, şehirdeki en iyi burger.
- şehir merkezinde
- downtown
Traffic downtown is all backed up.
- Şehir merkezinde trafik sıkışıklığı var.
Tom and Mary meet in downtown Boston once a month.
- Tom ve Mary ayda bir kez Boston'da şehir merkezinde buluşurlar.
- şehir dışı
- out of town
I've been out of town all week.
- Bütün hafta şehir dışındaydım.
He expected to have seen her before he went out of town.
- O şehir dışına gitmeden önce onu görmüş olmayı umuyordu.
- şehir dışı
- the country
- şehir halkı
- town
- şehir merkezi
- town
I'm going to the center of town.
- Şehir merkezine gidiyorum.
I could ask Tom to show you around town.
- Tom'un sana şehir merkezini gezdirmesini isteyebilirim.
- şehir cereyanı
- drafts of the city
- şehir meydanı
- Town square, civic center, city square, urban square, market square, public square, plaza (from Spanish), piazza (from Italian), place (from French)
- şehir planlama
- Town planning
- şehir başkanı
- portreeve
- şehir buradan çok mu uzak
- Is the town far from here
- şehir devleti
- city-state
- şehir devleti
- city state
- şehir düzenlenmesi
- urban renewal
- şehir dışı çek
- (Ticaret) out-of-town check
- şehir dışına
- downstate
- şehir dışına
- upstate
- şehir dışına
- uptown
- şehir dışında
- upstate
- şehir dışında
- uptown
- şehir dışında
- downstate
- şehir dışında bulunan
- out of town
- şehir dışında yerleşen insanlar
- overspill
- şehir dışında zenginlerin yaşadığı yerleşim yeri
- exurb
- şehir dışındaki
- upstate
- şehir dışındaki liman
- outport
- şehir dışındaki lüks sitede yaşayan kimse
- exurbanite
- şehir dışındaki zengin siteleri
- exurbia
- şehir evi
- town house
- şehir gerillası
- urban guerilla
- şehir halkı
- city
- şehir halkı
- townspeople
- şehir halkı
- townsfolk
- şehir haritası satın almak istiyorum
- I would like to buy a map of the city
- şehir hayatına alıştırmak
- citify
- şehir ile ilgili
- civic
- şehir ile ilgili olarak
- civically
- şehir içi
- local
- şehir içi görüşme
- local call
- şehir içi konuşma
- local call
- şehir krokisi
- street map
- şehir kültür merkezi
- civic center
- şehir kırlangıcı
- house martin
- şehir manzarası
- townscape
- şehir meclisi
- city council
- şehir merkezi
- downtown
I need to go to downtown.
- Şehir merkezine gitmeliyim.
I'm heading downtown.
- Şehir merkezine gidiyorum.
- şehir merkezi
- downtown area
Do you have a map of the downtown area?
- Şehir merkezi haritan var mı?
- şehir merkezi
- town center
- şehir merkezindeki
- downtown
Layla drove twenty minutes to a bank downtown.
- Leyla şehir merkezindeki bir bankaya araçla yirmi dakikada gitti.
We should try that new restaurant downtown.
- Şehir merkezindeki şu yeni restoranı denemeliyiz.
- şehir merkezine
- down
I'm heading downtown.
- Şehir merkezine gidiyorum.
Tom went downtown to do shopping.
- Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.
- şehir merkezine doğru
- downtown
- şehir merkezine giden
- down
What number is the downtown train?
- Şehir merkezine giden tren hangi platformdan kalkıyor?
What platform does the downtown train leave from?
- Şehir merkezine giden tren hangi platformdan kalkıyor?
- şehir merkezine giden tren
- downtown train
- şehir merkezine gitmek ne kadar sürer
- How long will it take to go downtown
- şehir merkezine tarafta
- Which way is downtown
- şehir meydanı
- plaza
- şehir ne kadar uzaklıkta
- How far is it to the town
- şehir plancılığı
- city planning
- şehir plancısı
- city planner
- şehir planlaması
- town planning, urban planning
- şehir planlayıcısı
- urban planner
- şehir plânlamacısı
- developer
- şehir plânlaması
- town planning
- şehir plânlaması
- urban planning
- şehir suyu
- company's water
- şehir turu var mı
- Is there a city tour here
- şehir ve sanayi atıkları
- (Hukuk) urban (municipal) and industrial wastes
- şehir şebekesi
- mains
- güzel şehir
- beautiful city
- hangi şehir
- which town
- şehir içi
- inner city
- şehir merkezi
- civic center
- şehir merkezi
- centrum
- şehir gibi
- city like
- şehir içinden
- through the province
- ana şehir
- Main cities
- büyük şehir
- big city
What is the difference between a bookshop in a small town and in a big city?
- Küçük şehirdekiyle büyük şehirdeki kitapçı arasındaki fark nedir?
This magazine is available in any big city in Japan.
- Bu dergi Japonya'daki herhangi bir büyük şehirde mevcut.
- kardeş şehir
- Sister city
- kardeş şehir
- sister cities
- Şehir merkezi
- city centre
It's not safe in the city centre after midnight on weekends because of all the drunks roaming the streets.
- Hafta sonları gece yarısından sonra şehir merkezi güvenli değildir, çünkü bütün sarhoşlar sokaklarda dolaşırlar.
Are we going towards the city centre?
- Şehir merkezine doğru mu gidiyoruz?
- şehir merkezi
- ski center
- şehir merkezi
- the city centre
- bant şehir
- linear town
- beni şehir merkezine bırakabilir misiniz
- Can you drop me off downtown
- beni şehir merkezine götürün lütfen
- Take me downtown please
- bir şehir haritası rica ediyorum lütfen
- please give me a map of the city
- büyük ve gösterişli şehir
- Babylon
- büyük şehir
- metropolis
- büyük şehir
- wen
- eski şehir
- old town
- eski şehir taşı
- meerschaum
- hangi otobüs şehir merkezine gidiyor
- Which bus goes to downtown
- hangi şehir
- What city
- havayolu şirketi şehir ofisi
- air terminal
- hayali altın şehir
- El Dorado
- kutsal şehir
- Holy City
- merkezi şehir
- central city
- nereden bir şehir haritası satın alabilirim
- Where can I buy a map of the town
- sıhhi şehir çöplükleri
- sanitory land fills
- tarihi şehir
- a town with a past
- turizm ve şehir planlaması
- tourism and city planning
- verilen şehir
- (Bilgisayar) issued city
- yatakhane şehir
- dormitory town
- yeni şehir
- satellite town
- şehir dışı
- {i} upstate
- şehir dışı
- longdistance
- şehir merkezi
- midtown
- şehir suyu
- municipal water
- şehir suyu
- urban water
- şehir suyu
- city water