I don't want Tom's apology.
- Tom'un özür dilemesini istemiyorum.
There's no need for an apology.
- Özür dilemeye gerek yok.
I'd like to apologise to Volgograd's police.
- Ben Volgograd polisinden özür dilemek istiyorum.
I'd like to apologise on behalf of my son.
- Oğlum adına özür dilemek istiyorum.
There is nothing to do but apologize.
- Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.
- Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.
I don't have to apologize for what I said.
- Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
There is nothing to do but apologize.
- Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Tom smiled apologetically.
- Tom özür dilercesine gülümsedi.
Tom smiled apologetically and left the room.
- Tom özür diler gibi gülümsedi ve odayı terk etti.