çiz

listen to the pronunciation of çiz
Türkisch - Englisch
{f} draw

There were some guests waiting in the drawing room. - Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı.

Tom said he would draw a map for her if necessary. - Tom, eğer gerekirse onun için bir harta çizeceğini söyledi.

cross out

Cross out the incorrect words. - Yanlış kelimeleri çiziniz.

Cross out all the wrong answers. - Tüm yanlış cevapların üstünü çiz.

{f} drawing

She watched him drawing a picture. - O, onun bir resim çizişini izledi.

After dinner, we all went into the drawing room. - Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.

{f} drawn

The picture of Mary that Tom had drawn took John's breath away. - Tom'un çizdiği Mary'nin resmi John'un soluğunu kesti.

Tom entered the room with his gun drawn. - Silahını çizilmiş Tom odaya girdi.

{f} lined
{f} plotted
plot

I think they're plotting something. - Sanırım onlar bir şey çiziyorlar.

donuk çiz
(Bilgisayar) draw opaque
tablo çiz
(Bilgisayar) draw table
Türkisch - Türkisch

Definition von çiz im Türkisch Türkisch wörterbuch

ÇİZ
(Osmanlı Dönemi) f. Şey. Nesne