Tom doesn't know how to treat his employees properly.
- Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
Tom has more than three hundred employees.
- Tom'un üç yüzden daha fazla çalışanı var.
Almost one-third of all office workers wear spectacles.
- Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.
I am an office worker.
- Ben bir ofis çalışanıyım.
Tom heard the shower running.
- Tom çalışan bir duş duydu.
The number of cars running in the city has increased.
- Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
Tom currently has ten people working for him.
- Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.
The working group on data transfer, led by Ben Manny, will hold a meeting on Jan 14, 1999.
- Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak.