Türkçe - İngilizce
dağlılar teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- dağ
- mountain
We'd like to climb that mountain.
-Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
Look at that mountain which is covered with snow.
-Karlarla örtülü şu dağa bak.
- dağ
- {i} mount
Look at that mountain which is covered with snow.
-Karlarla örtülü şu dağa bak.
We'd like to climb that mountain.
-Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
- dağ
- mark
- dağlı
- harsh
- dağlı
- rough
- dağ
- med. sear (produced by cauterization)
- dağ
- grief, anguish
- dağ
- mountain; heap, mound
- dağ
- brand (made by a hot iron)
- dağ
- montane
- dağ
- mons
A monster lay on a rock near the top of the mountain.
-Bir canavar dağın zirvesine yakın bir kayanın üzerinde yatıyordu.
A huge monster is coming down the mountain.
-Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
- dağ
- brand
- dağlı
- anguished, very hurt, very sad
- dağlı
- mountainous
The capital of Ecuador is Quito, in the mountainous province of Pichincha.
-Ekvator'un başkenti Pichincha'nın dağlık ilinde, Quito'dur.
Armenia is a mountainous country.
-Ermenistan dağlık bir ülkedir.
- dağlı
- backwoodsman
- dağlı
- branded
- dağlı
- cauterized
- dağlı
- mountaineer
- dağlı
- mountaineer, highlander; rough, harsh, coarse
- dağlı
- mountainy
- dağlı
- hillman
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
dağlılar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Dağ
- (Osmanlı Dönemi) SÜDD
- Dağ
- (Osmanlı Dönemi) NAIT
- Dağ
- kuh
- Dağ
- (Hukuk) CEBEL
- Dağ
- (Osmanlı Dönemi) TUR
- Dağlı
- (Osmanlı Dönemi) KUHÎ
- dağ
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık
- dağ
- Büyük üzüntü, acı
- dağ
- İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık
- dağ
- Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümlerine verilen ad
- dağ
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan
- dağ
- Büyük üzüntü, acı: "Dağda bağın var, yüreğinde dağın var."- Atasözü
- dağlı
- Dağlanmış olan
- dağlı
- Dağlanmış olan: "Yaralılara su ne ise, yüreği dağlı Müslümanlara da varlığın odur."- R. E. Ünaydın
- dağlı
- Kaba saba, görgüsüz
- dağlı
- Kaba saba, görgüsüz: "Batıl itikatlara inanmış, dağlı, cahil bir kızcağızdı."- R. H. Karay
- dağlı
- Dağlık bölge halkından olan
- dağlı
- Dağlık bölge halkından olan: "Bu tuzak dağlıların çok zoruna gitti."- Y. Kemal
- dağlı
- Dağa ait
İlgili Terimler
dağlılar
Heceleme
dağ·lı·larResimler
Geçmiş
Favoriler