Tom spends way too much time thinking about Mary.
- Tom Mary'yi düşünerek oldukça çok fazla zaman harcıyor.
Tom doesn't spend much time thinking about money.
- Tom para hakkında düşünerek çok zaman harcamaz.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
I think it'll rain today.
- Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
What do you think of the original plan?
- Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
Two people think of her as their daughter.
- İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
Words express thoughts.
- Kelimeler düşünceleri ifade eder.
Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
- Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
Let's ponder that for a moment.
- Onu bir an için düşünelim.
We all pondered over what had taken place.
- Hepimiz ne olduğunu düşünüp taşındık.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
- Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
- Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
The doctor contemplated the difficult operation.
- Doktor zor operasyonu düşünüp taşındı.
He contemplated taking a trip to Paris.
- Paris'e bir gezi yapmayı düşündü.
Tom used to meditate every morning.
- Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
I often meditate on the meaning of life.
- Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.
Do you think that was deliberate?
- Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
The jury deliberated for three days.
- Jüri üç gün boyunca düşündü.
We all consider your idea to be impractical.
- Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.
With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas.
- Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.
His suggestion is worth considering.
- Onun önerisi düşünmeye değer.
I'm considering going with them.
- Onlarla gitmeyi düşünüyorum.
Tom considered working for our company, but decided not to.
- Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.
Tom considered his options.
- Tom seçeneklerini düşündü.
All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
- Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.