Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
- Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.
Aksine, gerçekten çok iyi İngilizce konuşuyorsun!
- On the contrary, you speak English very well, indeed!
O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
- He's not lazy. On the contrary, I think he's a hard worker.
Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.
- War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.