connecting clauses involving reported speech etc

listen to the pronunciation of connecting clauses involving reported speech etc
İngilizce - Türkçe

connecting clauses involving reported speech etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

that
o
that
bağlaç ki
that
{z} (çoğ. those)
that
bu kadar

Bu kadarı yeter. Ben artık istemiyorum. - That's enough. I don't want any more.

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

that
(sıfat) öteki
that
Keşke

Keşke sigara içmeyi bıraksa. - I wish that she would stop smoking.

Keşke onunla gidebilseydim. - I regret that I couldn't go with her.

that
için

Şu gömlek için sadece on dolar ödedi. - He only paid ten dollars for that shirt.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for man, one giant leap for mankind.

that
in that mademki
that
diye

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Ailesinin dengeli bir diyet yaptığından emin. - She makes sure that her family eats a balanced diet.

that
-dığı
that
adl.şu
that
o kadar

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz. - He is such a bad person that everybody dislikes him.

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir. - The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.

that
ki o

Ne yazık ki o yatakta hastaydı. - I regret to say that he is ill in bed.

O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum. - That was so good a book that I read it three times.

that
öylesine

Öylesine büyük bir malikhâneyi nasıl idare edeceğimi bilmiyorum. - I don't know how to manage that large estate.

Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi. - My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.

that
-diği(ni)
that
ki
that
-en
that
-diği
İngilizce - İngilizce
that
connecting clauses involving reported speech etc

    Heceleme

    connecting clauses in·vol·ving reported speech etc

    Türkçe nasıl söylenir

    kınektîng klôzız învälvîng rîpôrtıd spiç etsetırı

    Telaffuz

    /kəˈnektəɴɢ ˈklôzəz ənˈvälvəɴɢ rəˈpôrtəd ˈspēʧ ˌetˈsetərə/ /kəˈnɛktɪŋ ˈklɔːzəz ɪnˈvɑːlvɪŋ rɪˈpɔːrtəd ˈspiːʧ ˌɛtˈsɛtɜrə/