box office take, in millions, prior to first friday of wide release

listen to the pronunciation of box office take, in millions, prior to first friday of wide release
İngilizce - Türkçe

box office take, in millions, prior to first friday of wide release teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pre
önek önce, ön
pre
ön

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

pre-
önce

Senin vergi öncesi gelirin nedir? - What's your pre-tax income?

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

pre-
(önek) ön
pre-
önceden

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

pre-
erken
pre-
ilk
pre
(Askeri) POSITIONED WAR RESERVE MATERIAL REQUIREMENT, PROTECTABLE: KORUNABİLİR (MUHAFAZA EDİLEBİLİR), ÖNCEDEN İDHAR EDİLMİŞ HARP YEDEĞİ MALZEME GEREKSİNİMİ: Önceden idhar edilmiş harp yedeği malzeme gereksiniminin tedarik, fon ve envanter yönetimi amaçlarıyla korunan, muhafaza edilen kısmı
pre
önce

Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz. - Complete the following form to know who you could have been in a previous life.

Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur. - It would be to your advantage to prepare questions in advance.

pre
evvel
pre
öncesi

Buz birçok tarih öncesi hayvanlar fosilleştirdi. - The ice has fossilised many prehistoric animals.

Okul öncesi çocuklar için giriş ücretsizdir. - Admission is free for preschool children.

pre
önceden

Biz önceden aperatifleri hazırladık. - We prepared snacks beforehand.

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir. - In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.

pre
önceki

Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz. - Complete the following form to know who you could have been in a previous life.

Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı? - Has your neck thickened during the previous year?

pre
pref. önce
pre
ön-
İngilizce - İngilizce
pre-
pre