We have some unfinished business.
- Biraz bitirilmemiş işimiz var.
I hate unfinished business.
- Bitirilmemiş işten nefret ederim.
He tried to bring the argument to an end.
- O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.
Because of the typhoon, my parents ended their trip one day early.
- Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.
Are you through with your breakfast?
- Sabah kahvaltını bitirdin mi?
Having finished breakfast, I hurried to school.
- Kahvaltı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.
I never imagined we'd end up like this.
- Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
What did Tom end up doing?
- Tom ne yapmayı bitirdi?
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
Tom will finish serving his sentence next month.
- Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.