I have some unfinished business to take care of.
- İlgilenmem gereken biraz bitirilmemiş işim var.
She doesn't like to leave anything unfinished.
- Bir şeyi bitirilmemiş bırakmayı sevmez.
He tried to bring the argument to an end.
- O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.
I suggested that we bring the meeting to an end.
- Toplantıyı bitirmemizi önerdim.
I resolved to break up with her cleanly.
- Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
Are you through with your breakfast?
- Sabah kahvaltını bitirdin mi?
I never thought we'd end up like this.
- Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.
How did you end up living in Tom's basement?
- Tom'un bodrumunda yaşamayı nasıl bitirdin?
That concludes our business.
- O, işimizi bitiriyor.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
I've finished typing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.