The twins are indistinguishable from each other.
- İkizler birbirinden ayırt edilemez.
They are easy to distinguish from each other.
- Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
It is impossible to distinguish one from the other.
- Birbirinden ayırt etmek mümkün değildir.
Let's try to understand one another.
- Birbirimizi anlamaya çalışalım.
It is our duty to help one another.
- Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
- Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
These two lines cut across each other at right angles.
- Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
- Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.
Everything is interconnected.
- Her şey birbirine bağlıdır.