belag

listen to the pronunciation of belag
Almanca - Türkçe
[der] kaplama; ekmeğe sürülen şey; (dilde) pas, bar; tartar, kefeki; (fren) balata¡
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Eriştirme, yetiştirme
(Osmanlı Dönemi) Maksada uyan güzel ifâde. Kâfi gelme, kifâyet
belâgan mâ belâg
bol bol,dolu dolu
İngilizce - Türkçe

belag teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

coat
{f} kaplamak
coat
{i} palto

Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün. - Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.

Kış aylarında paltosuz yapamam. - I can't do without a coat in the winter.

coat
ceket

Ceketini evde kaybetmiş olamazsın. - You can't have lost your coat in the house.

Tom ceketinin fermuarını kapadı. - Tom zipped up his coat.

coat
{i} örtü
coat
{i} (hayvanın derisindeki) tüyler
coat
{i} manto

O ona yeni bir manto yaptı. - He made her a new coat.

Yeni mantomu nasıl buldun? - What do you think of my new coat?

coat
(İnşaat) astar

Bu ceket kürkle astarlanmıştır. - The coat is lined with fur.

coat
(Gıda) bulamak
coat
kürk

Bu ceket kürkle astarlanmıştır. - The coat is lined with fur.

Kürk ceket giymemelisin. - You should not wear a fur coat.

coat
kat

Onlar sandalyeye bir kat boya sürdüler. - They put a coat of paint on the chair.

Tom ceketini alt katta bıraktı. - Tom left his coat downstairs.

coat
{f} kapla

Hiç bir duvarı kireçle kapladın mı? - Have you ever coated a wall with lime?

Uçak toz ile kaplanmıştı. - The plane was coated with dust.

coat
{f} sürmek (boya/sıva)
coat
askı

Bu ceketi bir askıya as. - Put this coat on a hanger.

O, ceketini bir askıya astı. - He hung his coat on a hook.

coat
dress coat frak on his coattails sayesinde
coat
(İnşaat) kap, kaplama
coat
(Tekstil) 1. ceket, palto, manto 2. kaplamak, örtmek
coat
coat of armas hanedan arması
coat
(Tıp) Organ duvarında farklı dokulardan meydana gelen tabakalardan her biri (Damar duvarında olduğu gibi)
coat
{f} sarmak