belâg

listen to the pronunciation of belâg
Almanca - Türkçe
[der] kaplama; ekmeğe sürülen şey; (dilde) pas, bar; tartar, kefeki; (fren) balata¡
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Eriştirme, yetiştirme
(Osmanlı Dönemi) Maksada uyan güzel ifâde. Kâfi gelme, kifâyet
belâgan mâ belâg
bol bol,dolu dolu
İngilizce - Türkçe

belâg teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

coat
{f} kaplamak
coat
{i} palto

Paltonu holde as lütfen. - Hang your coat in the hall please.

Bir palto giymelisin. - You should wear a coat.

coat
ceket

Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi. - Tom wore a new coat to school today.

Tom ceketinin fermuarını kapadı. - Tom zipped up his coat.

coat
{i} örtü
coat
{i} (hayvanın derisindeki) tüyler
coat
{i} manto

Annem bu manto ile dışarı çıkmayı seviyor. - Mother likes to go out in this coat.

Yeni kürk mantolar vitrinde sergilendi. - The new fur coats were displayed in the window.

coat
(İnşaat) astar

Bu ceket kürkle astarlanmıştır. - The coat is lined with fur.

coat
(Gıda) bulamak
coat
kürk

Kürk ceket giymemelisin. - You should not wear a fur coat.

Kürk mantolar satışa sunulmuştur. - Fur coats are on sale.

coat
kat

Tom ceketini alt katta bıraktı. - Tom left his coat downstairs.

Onlar sandalyeye bir kat boya sürdüler. - They put a coat of paint on the chair.

coat
{f} kapla

Uçak toz ile kaplanmıştı. - The plane was coated with dust.

Duvarı kille kapladığın doğru mu? - Is it true that you coated the wall with clay?

coat
{f} sürmek (boya/sıva)
coat
askı

Tom kapıya yakın askılardan birine ceketini astı. - Tom hung his coat on one of the hooks near the door.

Bu ceketi bir askıya as. - Put this coat on a hanger.

coat
dress coat frak on his coattails sayesinde
coat
(İnşaat) kap, kaplama
coat
(Tekstil) 1. ceket, palto, manto 2. kaplamak, örtmek
coat
coat of armas hanedan arması
coat
(Tıp) Organ duvarında farklı dokulardan meydana gelen tabakalardan her biri (Damar duvarında olduğu gibi)
coat
{f} sarmak