bekannte teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı
- n {bı'kantı} tanıdık, tanış
- tanıdık, ahbap¡
- n. bı'kantı tanıdık, tanış
- tanıdık
Tanıdık bir sima görmek güzel.
-Es ist schön, ein bekanntes Gesicht zu sehen.
Bütün akrabalarıma, tanıdıklarıma ve arkadaşlarıma doğum günümü kutladığınız için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz.
-Ein herzliches Dankeschön an alle meine Verwandten, Bekannten und Freunde für die zahlreichen Glückwünsche zu meinem Geburtstag. Es hat mich sehr gefreut.
- bilinen
- tanış
bekannte teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- acquaintance
- tanıdık
O benim için ne bir erkek kardeş ne de bir tanıdık.
-For me he is neither a brother nor an acquaintance.
Tom sadece bir tanıdıktan daha fazlasıdır.
-Tom is more than just an acquaintance.
- acquaintance
- eş dost
Biz arkadaş değiliz. Biz eş dostuz.
-We're not friends. We're acquaintances.
- acquaintance
- tanıdık olmak
- acquaintance
- ahbaplık
- acquaintance
- bildik
- acquaintance
- tanıdık olma
- acquaintance
- aşinalık
- acquaintance
- bilgi verme
- acquaintance
- iyi bilme
- acquaintance
- {i} bilgi
Onunla ilgili çok az bilgim var.
-I have a nodding acquaintance with him.
- acquaintance
- haber
- acquaintance
- {i} tanışma
Sizinle tanışmak bir onurdur.
-It's an honor to make your acquaintance.
Onunla tanışmak istiyorum.
-I want to make her acquaintance.
- acquaintance
- {i} tanıma
- acquaintance
- malumat
- avowed
- {s} açık
İlgili Terimler
bekannte teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- acquaintance
- friends
- confessed
- avowed
- known
The known must be separated from the unknown.
-Das Bekannte muss vom Unbekannten getrennt werden.
Creativity is the ability to combine known elements in a new and unusual way.
-Kreativität ist die Fähigkeit, bekannte Elemente in neuer, ungewohnter Weise zu kombinieren.
- bekannte Broadway-Melodien
- popular Broadway show tunes
- 'Bekannte Gesichter' (von Isherwood / Werktitel)
- 'People one ought to know in New York' (by Isherwood / work title)
- (bekannte/wichtige) Person
- personage
- (gute) Bekannte
- friend
- Er ist eine bekannte Figur in der Motorradszene.
- He is a well-known figure in the motorcycle scene
- Rückstellung (zweckgebundes, gewinnminderndes Fremdkapital für bekannte Verbindl
- provision (appropriated debt capital reducing profits, set aside for a known liability of uncertain extent and due date)
- Thema (eines Satzes) (bekannte Kontextinformation)
- theme (of a sentence)
- Thema (eines Satzes) (bekannte Kontextinformation)
- topic
- ein(e) flüchtige(r) Bekannte(r) (von jemandem) sein
- to be a passing acquaintance (of somebody)
- namentlich genannte / namentlich bekannte Personen
- named persons