İngilizce - Türkçe
be excited or anxious about teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- look for
- aramak
Dolma kalemimi aramak zorundayım.
-I have to look for my pen.
Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.
-Tom went out to look for something to eat.
- look for
- bulmaya çalışmak
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
-I went to many shops to look for the book.
- look for
- ara
Polis Tom'a onun kızını arayacağına söz verdi.
-The police promised Tom that they would look for his daughter.
Ayrılalım ve Tom'u arayalım.
-Let's split up and look for Tom.
- look for
- (Bilgisayar) aranan
- look for
- (Bilgisayar) aranacak
- look for
- bakmak
- look for
- ummak
- look for
- (Fiili Deyim ) 1- aramak 2- beklemek , ummak
- look for
- aktarmak
- look for
- -i aramak
- look for
- -i beklemek
- look for
- beklemek
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
be excited or anxious about teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- look for
- Anticipate
be excited or anxious about
Heceleme
be ex·ci·ted or anx·ious a·boutTürkçe nasıl söylenir
bi îksaytıd ır ängkşıs ıbautTelaffuz
/bē əkˈsītəd ər ˈaɴɢksʜəs əˈbout/ /biː ɪkˈsaɪtəd ɜr ˈæŋkʃəs əˈbaʊt/
Resimler
Geçmiş
Favoriler