Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
 - I'm awfully sorry that I was late.
Tom çok inatçı olabilir.
 - Tom can be awfully stubborn.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
 - His speech got awfully boring.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
 - A certain someone is being awfully fragile today.
Aşırı derecede pahalı.
 - It's awfully expensive.
Yeni araban bana gerçekten son derece pahalı görünüyor.
 - Your new car looks awfully expensive to me.
Onun sorusuyla kafam son derece karıştı.
 - I was awfully confused by his question.
She led after the swiming and cycling, but ran awfully and came in fourth.