Tom nasıl dikkatlice dinleyeceğini biliyor.
- Tom knows how to listen attentively.
Söylediğimi dikkatlice dinle.
- Listen attentively to what I say.
O beni sabırla ve çok dikkatle dinledi.
- She listened to me patiently and very attentively.
Öğretmen açıklamamı dikkatle dinledi.
- The teacher listened attentively to my explanation.
Uyan ve daha özenli ol!
- Wake up and be more attentive!
Olmam gerektiği kadar özenli değilim.
- I'm not as attentive as I should be.
Daha dikkatli olmalısın.
- You need to be more attentive.
Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
- Do your work with more attentiveness.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
Büyük annesine karşı çok naziktir.
- She is very attentive to her grandmother.
She is an attentive listener, but does not like to talk much.