Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
 - We enjoyed singing songs together.
Birlikte çalışmayı kabul ettiler.
 - They agreed to work together.
Tom eşyalarını topluyor.
 - Tom is getting his things together.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
 - It snowed for many days together.
Tom ve Mary birlikte sakin bir anın tadını çıkardı.
 - Tom and Mary enjoyed a quiet moment together.