arbeitsstücke

listen to the pronunciation of arbeitsstücke
İngilizce - Türkçe

arbeitsstücke teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pieces
(Muzik) parça

Odada dört parça mobilya vardı. - There were four pieces of furniture in the room.

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
workpieces
parçaların
pieces
parçalar

O mektubu okuduktan sonra, onu parçalara ayırdı. - After she had read the letter, she tore it to pieces.

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

work items
(Bilgisayar) çalışma öğeleri
works
{i} fabrika

Tom büyük bir fabrika için çalışıyor. - Tom works for a large factory.

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun en son çalışmaları geçici sergide. - His latest works are on temporary display.

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

works
{i} eserler

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

Şekspir'in tüm eserlerine sahibim. - I have the complete works of Shakespeare.

works
{i} tesis

O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor. - He works for a plumbing company.

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var. - We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
(isim) fabrika, imalathane, iş, atölye, işler, eserler, yapıtlar, çalışmalar, tesis, yapı, istihkâm
works
{i} atölye

Tom'un bodrumunda bir atölyesi var. - Tom has a workshop in his basement.

Dan treni bir bakım atölyesine sürdü. - Dan drove the train to a maintenance workshop.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor. - Not only does she keep house, but she also works as a school teacher.

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor. - Tom works out in a gym near his house.

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

Almanca - İngilizce
workpieces
pieces of work
pieces
works
work items
workparts
work-pieces