yavaşlatmak

listen to the pronunciation of yavaşlatmak
التركية - الإنجليزية
slow

The purpose of a roundabout is to slow down traffic. - Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.

{f} decelerate
slow down

The purpose of a roundabout is to slow down traffic. - Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.

retard
slacken
slack
go slow
to slow, slow (something) down; to slacken; to retard
to slow down, to retard
stay
stem
slowdown
check
slow up
yavaşlatma
inhibition
yavaşlatma
check
yavaşlatma
retard
yavaşla
ease off
yavaşla
decelerate
yavaşla
{f} slow

Shouldn't we slow down? - Yavaşlamamız gerekmiyor mu?

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

yavaşla
{f} slowed

After the first year, the patient's recovery slowed to a standstill. - Birinci yıldan sonra, hastanın iyileşmesi durma noktasında yavaşladı.

Tom slowed down and pulled over to the side of the road. - Tom yavaşladı ve yolun kenarına çekti.

yavaşla
slow up
yavaşlatma
retardation
yavaşlatma
moderation
işi yavaşlatmak
drag one's feet
yavaşlatma
deceleration
yavaşlatma
slowdown
التركية - التركية
Yavaşlamasını sağlamak, yavaşlamasına yol açmak, hızını kesmek
yavaşlatma
Yavaşlatmak işi
yavaşlatmak
المفضلات