vielsagend

listen to the pronunciation of vielsagend
ألمانية - التركية
{'fi: lza: gınt} anlamlı
anlamlı, manalı
الإنجليزية - التركية

تعريف vielsagend في الإنجليزية التركية القاموس.

meaningful
{s} anlamlı

Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı. - Tom gave Mary a meaningful look.

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler. - Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.

significantly
anlamlı/önemli şekilde
significantly
önemli

Benim bürom seninkinden önemli ölçüde daha aydınlıktır. - My office is significantly brighter than yours.

Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti? - Which countries have developed significantly during the past ten years?

significantly
anlamlı bir biçimde
meaningful
(sıfat) anlamlı
significantly
önemli derecede

Tom önemli derecede daha iyi yapıyor. - Tom is doing significantly better.

Bu önemli derecede farklı. - This is significantly different.

significantly
mühim seviyede
significantly
büyük derecede
significantly
önemli ölçüde

Şekerli içeceklerin hiçbir besin değeri yoktur ve kilo almaya önemli ölçüde etki ederler. - Sugary drinks have no nutritional value and contribute significantly to weight gain.

Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti? - Which countries have developed significantly during the past ten years?

significantly
önemli biçimde
telling
etkili
telling
{f} anlat

Onu dolaylı olarak anlatıyorsun, değil mi? - You are telling it second hand, aren't you?

Tom fıkraları anlatmada iyi değildir. - Tom isn't good at telling jokes.

telling
(duygu/görüş/vb.) açığa çıkaran
significantly
Önemli ölçüde, dikkate değer biçimde
significantly
Dikkati çeker bir şekilde
significantly
Manidar bir şekilde
meaningful
{s} anlamlı, manalı
telling
{s} belli eden
ألمانية - الإنجليزية
telling
significantly
meaningful