الإنجليزية - التركية
تعريف to put knees, to entreat by keeling في الإنجليزية التركية القاموس.
- knee
- {i} diz
Elbisesi dizinin üstündeydi.
-Her dress is above the knee.
O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
-He approached and fell on his knees.
- knee
- diz atmak
- knee
- {f} diz ile vurmak
- knee
- diz yeri
- knee
- {f} dizle vur
- knee
- (Tıp) Diz, genu
- knee
- oynak
- knee
- (giyside) diz
- knee
- (in ile) diz vurmak
- knee
- hürmet veya selâm
- knee
- diz vurmak
- knee
- knee breeches kısa pantolon
- knee
- elbisenin diz üzerine gelen kısmı
- knee
- diz,v.dizle vur: n.diz
- knee
- (isim) diz, dirsek şeklinde parça
- knee
- knee jerk diz adalesine vurulunca meydana gelen geri atma hareketi
- knee
- (fiil) diz ile vurmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to put knees, to entreat by keeling في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {v} knee
to put knees, to entreat by keeling
الواصلة
to put knees, to en·treat by keelingالنطق
Resimler
المفضلات