to compel or deter by or as if by threats

listen to the pronunciation of to compel or deter by or as if by threats
الإنجليزية - التركية

تعريف to compel or deter by or as if by threats في الإنجليزية التركية القاموس.

intimidate
{f} gözünü korkutmak
restrain
dizginlemek

O çocuk dizginlemek zorunda. - That child has to be restrained.

intimidate
{f} gözünü korkutmak, sindirmek, yıldırmak; gözdağı vermek
restrain
{f} alıkoymak
intimidate
göz dağı vermek
intimidate
(Askeri) şiddetle ikaz etmek
intimidate
gözdağı vermek
intimidate
(kimise) korkutmak
intimidate
korkut

Tom biri ya da bir şey tarafından asla korkutulmadı. - Tom has never been intimidated by anyone or anything.

Dan, Linda'yı korkutmaya çalıştı. - Dan tried to intimidate Linda.

intimidate
gözünü korkut,korkut
intimidate
{f} korkutmak
restrain
{f} sınırlamak
restrain
{f} frenlemek
restrain
{f} tutmak, zaptetmek, dizginlemek
restrain
alıkoy
restrain
{f} baskı altında tutmak
restrain
(fiil) alıkoymak, engellemek, tutmak, baskı altında tutmak, bastırmak, frenlemek, dizginlemek, hapsetmek, sınırlamak, kısıtlamak
الإنجليزية - الإنجليزية
intimidate
restrain
to compel or deter by or as if by threats

    الواصلة

    to com·pel or de·ter by or as if by threats

    التركية النطق

    tı kımpel ır dîtır bay ır äz îf bay threts

    النطق

    /tə kəmˈpel ər dəˈtər ˈbī ər ˈaz əf ˈbī ˈᴛʜrets/ /tə kəmˈpɛl ɜr dɪˈtɜr ˈbaɪ ɜr ˈæz ɪf ˈbaɪ ˈθrɛts/
المفضلات