Rick sınavı geçme hakkında sevinçten uçuyordu.
- Rick was over the moon about passing the exam.
Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.
- After all, he succeeded in passing the exam.
Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.
- They don't want to admit that it's really a passing fad.
Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı.
- Ken saved his face by passing the examination.
Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
- Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.
Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu.
- He was picked up by a passing ship.
Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.
- They were rescued by a passing ship.
Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.
- A passing car splashed water on us.
Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.
- He amazed everyone by passing his driving test.
Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı.
- Ken saved his face by passing the examination.
Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.
- After all, he succeeded in passing the exam.
O, bir yardım çığlığı duyduğunda, bisikletiyle geçiyordu.
- He was passing by on his bicycle when he heard a cry for help.
Seninle zaman geçirmeyi seviyorum.
- I love passing time with you.
O sadece geçici bir sevdaydı.
- It was just a passing infatuation.
Bu sadece geçici bir hevesti.
- It was only a passing fad.