Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
- The lovers exchanged numerous letters.
Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
- Tom had numerous girlfriends.
Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
- Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.
Onu birçok kez yaptım.
- I've done that numerous of times.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
People participated more numerously than ever before.
... there are still numerous triggers to mislead by ...
... deeper and deeper into the capital cheer region numerous case to disappear ...