ki onu

listen to the pronunciation of ki onu
التركية - الإنجليزية
which

My job is to forgive you, which I do. - Benim işim seni affetmektir, ki onu yaparım.

My grandfather is so fond of reading that not a day passes in which he doesn't open a book. - Babam okumaya o kadar düşkündür ki onun kitap açmadığı bir gün geçmez.

who

Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years. - Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.

It was so foggy I couldn't tell who it was. - O kadar sisliydi ki onun kim olduğunu söyleyemedim.

that

The fact is that his father lives alone in New York because of work. - Gerçek şu ki onun babası işten dolayı New York'ta yalnız yaşıyor.

This is so heavy a box that I can't carry it. - Bu o kadar ağır bir kutu ki onu taşıyamam.

whom

Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years. - Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.

ki o
who
ki o
that

My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room. - Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi.

I regret to say that he is ill in bed. - Ne yazık ki o yatakta hastaydı.

ki o
which

She sang a song, the title of which I did not know. - O bir şarkı söyledi, ki onun adını bilmiyordum.

Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness. - Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.

ki onu
المفضلات