kendin

listen to the pronunciation of kendin
التركية - الإنجليزية
urself
by yourself

Did you make it by yourself? - Onu kendiniz mi yaptınız?

Can you manage to carry that heavy suitcase by yourself? - O ağır bavulu kendiniz taşıyabilir misiniz?

thyself

Thou shalt love thy neighbour as thyself. - Komşunu kendin gibi sevmelisin.

Thou shalt respect all weaknesses, and shalt constitute thyself the defender of them. - Tüm zayıflıklara saygı göstermelisin ve kendini onların savunucusu tayin etmelisin.

yourself

Put yourself in my place. - Kendini benim yerime koy.

Did you do it by yourself? - Onu kendin mi yaptın?

kendi
own

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

I perceive myself as my own god. - Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.

kendi
self

The man pleaded self-defence. - Adam kendini savunmak için yalvardı.

Is it possible to pass the tax accountant exam by self study? - Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?

kendin ol
be yourself
kendi işini kendin gör
do it yourself or go without
kendi
respective

Tom and Mary spoke in their respective languages. - Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.

Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders. - Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.

kendi
oneself

We should tell the children how to defend oneself. - Çocuklara kendilerini nasıl koruyacaklarını anlatmalıyız.

One ought to be true to oneself. - İnsan kendine karşı dürüst olmalı.

kendi
herself

She wears high heels to make herself look taller. - O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.

Yumi went there by herself. - Yumi oraya kendi gitti.

kendi
himself

He said NO to himself. He said YES aloud. - O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.

He taught himself French. - Kendisine Fransızca öğretti.

kendi
its

Every fox praises its tail. - Herkes kendi yaptığıyla övünür.

America fancies itself the world's freest nation. - Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.

kendi
of one's own
kendi
itself

History repeats itself. - Tarih kendini tekrarlar.

The candle went out by itself. - Mum kendiliğinden söndü.

kendi
auto

Tom was signing autographs in front of the theater. - Tom tiyatronun önünde kendi el yazısıyla imza atıyordu.

It happens automatically. - Bu kendiliğinden olur.

kendi
him

He said NO to himself. He said YES aloud. - Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.

He taught himself French. - Kendisine Fransızca öğretti.

kendi
{s} simple

First of all, please do a simple self-introduction. - Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.

Why? That was the simple question everyone was asking themselves. - Neden? O herkesin kendine sorduğu basit soruydu.

kendi
auto-
kendi
personally
kendi
her

Yumi went there by herself. - Yumi oraya kendi gitti.

The girl fainted, but she came to when we threw water on her face. - Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

kendi
several

Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer. - Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.

Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language. - Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar.

Kendi
my own

If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands. - Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.

I saw it with my own eyes. - Onu kendi gözlerimle gördüm.

kendi
he; she
kendi
his own
kendi
to own

I hope to own my own house someday. - Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.

kendi
pwn
kendi
one's own
kendi
self; own; in person
kendi
self, oneself
kendi
eigen
kendi
he
sen kendin
thyself
ya kendin yap ya da vazgeç
do it yourself or go without
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kendin في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

kendi
A container of Asian derivation, usually handleless, used to hold liquid with a broad opening on top for inserting liquid and usually only one spout for pouring
التركية - التركية

تعريف kendin في التركية التركية القاموس.

kendi
Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirtir: "Kendi yapacağı işi bırakır, âleme öğüt vermeye kalkar."- B. Felek. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılır
kendi
Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatır
kendi
İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarar: "Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi."- R. E. Ünaydın
kendi
Kişisel: "Bizim için ölüm, yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir."- A. Ş. Hisar
kendi
İyelik eki almış bulunan isimlerden önce eksiz olarak iyelik düşüncesini pekiştirir, kişisel
kendi
Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirtir
kendi
"Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılır
kendi
İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarar