I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
Facebook always finds a way to annoy promoters.
- Facebook her zaman promotörleri kızdırmak için bir yol bulur.
She is doing that only to annoy him.
- O onu sadece onu kızdırmak için yapıyor.
I don't wish to anger you.
- Seni kızdırmak istemiyorum.
She wanted to tease Tom.
- O, Tom'u kızdırmak istedi.
Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
- Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
Tom's constant arguing irritates some of his classmates. However, most of the class has just learned to ignore him.
- Tom'un sürekli tartışması onun sınıf arkadaşlarından bazılarını kızdırmaktadır. Fakat, sınıfın çoğu onu görmezden gelmeyi henüz öğrendi.
This little girl let the birds escape.
- Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.
The girl let the bird loose.
- Kız kuşu serbest bıraktı.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
He was impatient to see his daughter.
- Kızını görmek için çok sabırsızdı.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
Do those girls wear white skirts?
- O kızlar beyaz etek mi giyiyor?
Girls are wearing short skirts these days.
- Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
There was enormous resentment over high taxes.
- Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
- Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
Are you still a virgin?
- Hâlâ kız oğlan kız mısın?
Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
That female student is American.
- O kız öğrenci Amerikalıdır.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
I really miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
Mary's maiden name is Jackson.
- Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.
He wouldn't stop badgering me.
- O beni kızdırmaktan vazgeçmedi.
I don't want to antagonize her.
- Onu kızdırmak istemiyorum.