Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
- We are eating breakfast indoors.
Ben içeride kalmayı tercih ederim.
- I prefer to stay indoors.
Büyük ebeveynlerimin dahili su tesisatı yoktu.
- My grandparents didn't have indoor plumbing.
Çocukları içeride tutun.
- Keep the kids indoors.
Tom bazen içerde güneş gözlüğü takar.
- Tom sometimes wears sunglasses indoors.
Basketbol ve masa tenisi gibi top oyunları genellikle kapalı alanda oynanır.
- Ball games, such as basketball and ping-pong, are usually played indoors.
Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.
- Nancy enjoys indoor games.
... ( door opens, crowd cheering ) ...
... the town next door. ...