i̇lgilendirmek

listen to the pronunciation of i̇lgilendirmek
التركية - الإنجليزية

تعريف i̇lgilendirmek في التركية الإنجليزية القاموس.

ilgilendirmek
interest
ilgilendirmek
concern
ilgilendirmek
interested
ilgilendirmek
touch
ilgilendirmek
refer
ilgilendirmek
regard
ilgilendirmek
to concern, to interest, to bear on
ilgilendirmek
bear on
ilgilendirmek
bear upon
ilgilendirmek
to cause (someone) to become engaged in, get (someone) involved in
ilgilendirmek
to relate to, concern, pertain to, apply to
ilgilendirmek
to interest, arouse the interest of, draw the attention of
ilgilen
{f} concerned

I am not concerned with this. - Ben bununla ilgilenmiyorum.

They are concerned with the project also. - Onlar da proje ile ilgileniyorlar.

ilgilen
{f} concern

The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily. - Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.

This does not concern you at all. - Bu seni hiç ilgilendirmez.

ilgilen
dabble in
ilgilen
dabble at
ilgilen
bear on
ilgilen
start on
ilgilen
{f} concerning

The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily. - Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.

ilgilen
{f} interesting

He goes in for whatever he finds interesting at the moment. - O, şu anda ilginç bulduğu her şeyle ilgilenir.

A lot of folks find cars interesting, but I'm not interested in them at all. - Bir sürü insan arabaları ilginç buluyor fakat ben onların hiç biriyle ilgilenmiyorum.

ilgilen
dabble with
ilgilen
concern about
التركية - التركية
ırgalamak
alakalandırmak
alakadar etmek
ilgilendirmek
İlişkin olmak
ilgilendirmek
İlgisini çekmek, önem vermek veya bir şeyle ilgili kılmak: "Oralı mıdır, değil midir, beni zerre kadar ilgilendirmez."- S. F. Abasıyanık. İlişkin olmak
ilgilendirmek
Elverişli, uygun bulmak
ilgilendirmek
İlgisini çekmek, önem vermek veya bir şeyle ilgili kılmak
ilgilendirme
İlgilendirmek işi
i̇lgilendirmek
المفضلات