genelleştirme

listen to the pronunciation of genelleştirme
التركية - الإنجليزية
generalization
generalization, making (something) general
genel
general

Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings. - Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez

We generally drink tea after a meal. - Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.

genel
{s} common

Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets. - Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.

Cardiopulmonary resuscitation is commonly known as 'CPR'. - Kardiyopulmoner resüsitasyon genelde 'CPR' olarak bilinir.

genel
public

The public at large are dissatisfied with the present government. - Halkın geneli mevcut hükümetten memnun değil.

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı genele hitap etti.

genel
generic
genel
{s} widespread
genel
broad

Broadly speaking, dogs are more faithful than cats. - Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.

genelleştirmek
{f} generalize
genel
prevalent
genel
(Ticaret) across-the-board
genel
comprehensive
genel
rife
genel
generalis

It is dangerous to generalise about a situation which you do not fully understand. - Tamamen anlamadığın bir durum hakkında genelleme yapmak tehlikelidir.

genel
popular

He is popular among general readers. - O genel okuyucular arasında popüler.

Generally speaking, Japanese cars are popular overseas. - Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.

genel
birdie
genel
(Dilbilim) generic term
genel
coarse
genel
(Biyokimya) routine
genel
exoterical
genel
(Ticaret) over-all
genel
(Ticaret) macro
genel
{s} grand

My grandfather usually eats breakfast at six. - Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.

genel
running

There is so much pollution in New York that joggers often wear masks when running. - New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar.

genel
pandemic
genel
universal

Universal suffrage was a major achievement. - Genel seçim hakkı büyük bir başarıydı.

genel
abstract
genel
current
genel
koinos
genel
general , global , public
genel
collective
genel
prevailing

Bad cold is prevailing throughout the country. - Kötü bir soğuk algınlığı ülke genelinde hüküm sürüyor.

Bad cold is prevailing throughout the country. - Ülke genelinde soğuk hava hüküm sürüyor.

genel
across the board
genel
sweeping
genel
general, common
genel
blanket
genel
overhead
genel
general, common; public
genel
Catholic
genel
public, pertaining to the public
genel
exoteric
genel
plenary
genel
liberal
genel
epidemic
genelleştirmek
to generalize
genelleştirmek
to make (something) general, generalize
genelleştirmek
universalize
tepki genelleştirme
(Pisikoloji, Ruhbilim) response generalization
yetersiz genelleştirme
(Pisikoloji, Ruhbilim) undergeneralization
genelleştirme
المفضلات