gelişmemiş

listen to the pronunciation of gelişmemiş
التركية - الإنجليزية
inchoate
undeveloped

The clitoris is really a small undeveloped penis. - Klitoris aslında gelişmemiş küçük bir penistir.

His computer skills are undeveloped. - Onun bilgisayar becerileri gelişmemiş.

underdeveloped
immature

These guys are very immature. - Bu çocuklar çok gelişmemiş.

puny
backward
embryonic
unimproved
undersized
sucking
unfledged
latent
abortive
bud
seminal
{s} rudimentary
geliş
coming

I saw him coming upstairs. - Onu üst kata gelişini gördüm.

Did you notice him coming in? - Onun içeri gelişini fark ettin mi?

geliş
arrival

The arrival of the troops led to more violence. - Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

She informed him of her arrival. - O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.

gelişmemiş şey veya kimse
bud
geliş
arrivals
geliş
incidence
geliş
{f} brew
geliş
{f} growing

Trade between the two countries has been steadily growing. - İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

geliş
{f} prospering
geliş
build up

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

geliş
{f} flourish

After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished. - İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.

The fine arts flourished in Italy in the 15th century. - Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.

geliş
grew
geliş
advent

The story revolves around a mysterious adventure. - Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.

The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker. - Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.

geliş
prosper
geliş
arrest
geliş
build#up
geliş
comings
enfeksiyon gelişmemiş
(Tıp) uninfected
geliş
coming, advent, arrival
geliş
med. presentation (at birth)
geliş
coming, arriving, arrival; advent
geliş
incoming
geliş
forthcoming
tam gelişmemiş
rudimentary
tam gelişmemiş
rudimental
yeterince gelişmemiş
(deyim,Konuşma Dili) in embryo
التركية - التركية
cüce
geliş
Gelme işi veya biçimi: "Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim."- Ruhsatî
geliş
Gelme işi veya biçimi
الإنجليزية - التركية
bigaynır
Negative form of the verb 'gelişmek'
gelişmemiş
المفضلات