Good day, how are you?
 - İyi günler, nasılsın?
Rome was not built in a day.
 - Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
Sunlight brightens the room.
 - Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
Paintings should not be exposed to direct sunlight.
 - Tablolar, doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.
We chose Mary a good birthday present.
 - Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.
Tom never fails to send a birthday present to his father.
 - Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.
As everyone knows, today is a very significant day for us.
 - Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
Today is the hottest day this year.
 - Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.
This room gets a lot of sunshine.
 - Bu oda bol güneş ışığı alır.
The sunshine improved his color.
 - Güneş rengini artırdı.
These medicines should be taken three times a day.
 - Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
How many times does the bus run each day?
 - Otobüs her gün kaç kez çalışır?
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
 - Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
That textbook is out of date.
 - O ders kitabı güncel değil.
Your opinion seems to be out of date.
 - Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
Every day they killed a llama to make the Sun God happy.
 - Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.
A warm, sunny day is ideal for a picnic.
 - Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
 - Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
I'm worn out, because I've been standing all day.
 - Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
 - Güneşli olsa da hava soğuktu.
Merih güneşten dördüncü gezegendir.
 - Mars güneşten dördüncü gezegendir.