Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
And I will raise it again in three days.
- Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
This room doesn't get much sunlight.
- Bu oda çok fazla güneş ışığı almıyor.
A beam of sunlight came through the clouds.
- Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
I would like to give him a present for his birthday.
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
Today is a sunny day.
- Bugün güneşli bir gün.
As everyone knows, today is a very significant day for us.
- Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
This room gets a lot of sunshine.
- Bu oda bol güneş ışığı alır.
This room doesn't get much sunshine.
- Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
These medicines should be taken three times a day.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
Tom had a date for Valentine's Day.
- Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
That textbook is out of date.
- O ders kitabı güncel değil.
In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
You don't go to school on Sunday, do you?
- Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
- Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
There is nothing like a glass of beer after a whole day's work.
- Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
Merih güneşten dördüncü gezegendir.
- Mars güneşten dördüncü gezegendir.
güneşin çıkmış olmasına rağmen, hava soğuktu.
- Güneş çıkmış olsa bile hava soğuktu.